24 Aralık 2011 Cumartesi

Starbucks'ta İhlaller: Ekmeğini Kahveden Çıkaranlar (Bianet)

Boğaziçi Starbucks'ta çalışan garsonlar oldukça rahatlar. Çünkü gün boyu sadece birkaç fincan kahve servis ediyorlar. Ama diğer ülkelerdeki meslektaşları o kadar şanslı değil.
İstanbul - BİA Haber Merkezi
24 Aralık 2011, Cumartesi

Starbucks reklamlarında söylendiği gibi "Kahve, sadece kahve değildir". Az gelişmiş ülkeler için petrolden sonra en önemli gelir kaynağı olan kahve, uluslararası ticaretin en karlı metalarından biri. Yaklaşık 20 milyon kişi geçimini kahve tarımından sağlıyor. Güney'de yetiştirilen kahve batı ülkelerinde tüketiliyor. Küçük yerel üreticilerle başlayan üretim zincirinin tepesinde bir avuç dev firma var.
"Soylulaşan" markalar aracılığıyla perakende fiyatları artarken çiftçilerin gelirleri azalmakta. Kahvesini ihraç edemeyen bir ülke stokları iç pazarda tüketemez. Hatta kahve tarlalarında çalışanların çoğu kahvenin tadını bile bilmez.

Ayın elemanı artık çalışmıyor

Starbucks çalışma koşulları açısından kötü demlenmiş bir paşa çayıdır. Uluslararası raporlara göre Starbucks mağazalarında temel işçi hakları ihlal ediliyor. "Düşük ücretler", "değişken ve belirsiz çalışma saatleri", "yetersiz işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri", "haksız işten çıkartmalar" ve "sendika düşmanlığı" en yaygın ihlal biçimleri. Özellikle kadınlara, göçmenlere ve engellilere yönelik ayrımcılık olayları rapor edilmektedir. Starbucks işçileri düşük ücretler yüzünden "çalışan yoksullar" kategorisindedir.
Starbucks mağazalarında genellikle gençler ve öğrenciler çalışıyor. Çalışanların çoğu bunu geçici bir iş olarak düşünüyor. Daha beteri Starbucks da onlarla hemfikir. Starbucks işçileri sıklıkla ve kolaylıkla işten çıkartılıyor. Kıdem tazminatları birikmediği ve işin geçici olduğunu düşündükleri için haklarını aramıyorlar ve dava açmıyorlar.
Starbucks, özellikle Amerika Birleşik Devleri'nde (ABD), üniversite eğitimi için yurtdışından gelen öğrencileri "sosyal sorumluluk" kapsamında "çok kültürlülük" adına işe aldığını söylese de bu uygulamanın gerçek adı "düşük maliyet politikası"dır.
Starbucks işçileri arasında iş kazası ve meslek hastalığı vakaları oldukça yaygın. Menüsküs ve vertigo gibi hastalıklar, psikolojik taciz, fırın ve kahve makinelerinden kaynaklanan kazalar menüdeki başlıca seçenekler.
Starbucks işçisinin çalışma saati belirsiz ve düzensizdir. Üstelik vardiya saatleriyle ilgili mobbing olayları baristalar ve komilerle sınırlı değildir; müdürler de nasiplerini alır. Özellikle kadın işçiler düzensiz çalışma saatlerinden dolayı sürekli işlerini kaybetme tehdidiyle karşı karşıyadır.

Sendikalar...

Bu telve rengi tabloya rağmen Starbucks işçileri haklarını korumak için mücadele ediyorlar. Ticaret, gıda ve turizm sendikalarına katılıyorlar veya kendi sendikalarını kuruyorlar. ABD'de 2004 yılında kurulan ve Anarko-Sendikalist IWW'ye bağlı Starbucks Workers Union (SWU) ücret artışı, çalışma saatlerinin düzenlenmesi gibi talepleri dile getiriyor. Başlangıçta sendikaya katılanlar işten atılmışlar ya da vardiya ve görev değişikliği gibi yöntemlerle işten veya sendikadan istifa etmeye zorlanmışlar.
SWU yaşanan hak ihlallerini kurumsal olarak takip ediyor, işçilere hukuki destek sağlıyor. Örneğin 2009'da işten çıkartılan engelli işçi Elsa Saalard, açılan dava sonucunda 75 bin dolar tazminata hak kazanmış. SWU ayrıca Starbucks'ın kahve aldığı tarlalarda denetime gidiyor ve çiftçilerle dayanışma etkinlikleri düzenleniyor.
Şili'de yıllarca ertelenen zamlar ve kahve fiyatlarıyla saatlik ücretler arasındaki uçurum nedeniyle harekete geçen işçiler ABD ve Kanada sendikalarının desteğiyle 2007 yılında Starbucks işçileri sendikasını kurmuşlar. Avustralya ve Yeni Zelanda'daki Starbucks sendikaları özellikle öğrenci ve tüketici örgütleriyle dayanışma içindeler.
Bütün Starbucks sendikaları için boykot ve kısa süreli işgal en çok kullanılan eylem biçimleri. Müşterilerin kahve içmeyi tercih ettiği saatlerde kasa önünde uzun ve yavaş kuyruklar oluşturup alışveriş etmeden çıkıyorlar. Mağazaların cirosunu düşürerek yönetimi sendikayla masaya oturmaya ikna ediyorlar. Bunu en kolay yaptıkları yerler üniversite kampusları.
Çalışanların çoğu ve müşterilerinde önemli bölümü öğrencilerden yine çalışanların dikkat çekici bir bölümü göçmenlerden oluştuğu için sendikalar öğrenci ve göçmen örgütleriyle birlikte çalışıyor. Student Environmental Action Coalition (SEAC), ABD genelinde üniversitelerde Starbucks işçilerinin hakları için kampanyalar düzenleyen bir örgüt olarak dikkati çekiyor.
Ücret artışı, işçi sağlığı iş güvenliği önlemleri, çalışma saatlerinin düzenlemesi gibi taleplerinin yanında üretimde doğal hayata zarar verilmemesi, çocuk işçilik kullanılmaması gibi konularda sendikaların gündeminde bulunuyor.
Gönül sohbet ister demeyin, kahvenizi yudumlarken veya falınıza baktırırken, ekeni, biçeni, harmanlayanı, öğüteni, taşıyanı, paketleyeni, pişireni ve servis edeni unutmayın, onları yâd edin. Ekmeğini kahveden çıkartanları unutmayın... (KE/EKN)
* 19 Aralık 2011 tarihinde Boğaziçi İşgal Bölgesi'nde gerçekleşen söyleşinin özetidir. (Söyleşide gösterilen filmler: Barista, Barista the Real, Starbucks Picket, Together We Win

http://bianet.org/biamag/emek/134995-ekmegini-kahveden-cikartanlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder