15 Aralık 2011 Perşembe

sıtarbaks zapturaptı

http://sessesekarsi.blogspot.com/2011/12/sitarbaks-zapturapti-starbucks-bir.html


SITARBAKS'IN ZAPTURAPTI!

SITARBAKS'IN ZAPTURAPTI!

Boğaziçi Üniversitesi'nde açılmak üzere olan Starbucks, bir hafta kadar önce Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi bir grup tarafından işgal edildi. Starbucks artık zapt edilmiş olduğuna göre kendisine Sıtarbasks diyebiliriz! İşgal, Kelimesi genelde gücü olanın gücü olmayana yoluyla tahakkümünü hatırlatmasına rağmen; Devrimciler açısından bir mücadele aracı olarak kullanılmakta ve meydan okuma/kamulaştırma/halk yararına müsadere etme gibi anlamlar taşımaktadır. Bu sebeple, Boğaziçili öğrencilerin Sıtarbaskısı işgal edişini heyecanla karşılayanlardanım. İşgalin 3. Gününde ziyaretlerine gittim. Biz ziyarete gittiğimiz esnada; Hopa davasından yargılanan öğrencilere destek için video çekiyorlardı. Zaten mütemadiyen video çekip internete yüklüyorlar, çok interaktif bir yer. Sıtarbaksın güvenlik kameraları dışında tüm kameralar kayıt halinde. Öğrenciler sürekli bir tartışma/değerlendirme halindeler. Yiyecek ve içecek sorununu imece usulü çözmüşler. Yeme, içme işlerine mahalle esnafının da desteği tam. Öğrenciler aynı zamanda geceleri de Sıtarbaksta kalıyor.

Buradaki işgal daha önceleri tanık olduğumuz işgaller gibi değil, ortada bir güvenlik görevlisi, emniyet görevlisi, kuşatma, ya da şiddet içeren bir durum yok. Ancak bu durumu rahatsız edici bir durum olarak algılamamak gerek. İşgal bizim anladığımız anlamda her zaman çok radikal bir eylem olmayabilir. Her dönem ve her çevre, kendi gerçekliği ve dinamiği üzerinden bir kavramı yeniden anlamlandırabilir.  Esas olarak, işgal edilen yeri işlevsizleştirmek, işgal edilen yeri teşhir etmek, işgal üzerinden başka bir konuyu görünür kılmak, işgalin meseline dikkat çekmek gibi amaçları olabilir. Esas olan eylemin kendisi ve etkisidir.

İşgale katılan öğrenciler Türkiye sol hareketinde,  bazı hareketlerin tartışmaktan bile çekindiği veya imtina ettiği; Kürt halkının verdiği özgürlük mücadelesi, Ermeni soykırımı, cumhuriyetin kuruluş dinamikleri, mübadele, LGBTT bireylerin hakları, vicdani ret gibi konularla ilgili atölye çalışmaları yapıyorlar ve daha başka birçok meseleyi sürekli tartışıyorlar. Ayrıca işgalde iradeyi belirleyen bir örgüt ya da örgütlerden oluşan bir komite yok. Lidersiz, doğrudan demokrasinin işlediği, kararların kolektif alındığı, iradesini “toplumsal iletişim alanından”  (A. Negri/Çokluk) alan bir hareket var.

Boğaziçi’nde işgale katılmayan, uzaktan bakan, eleştiren ve başarısızlığa uğramasını bekleyenler ya da “Ben böyle olacağını biliyordum, ben demiştim” diyenler vardır. Starbaks eyleminin olumlu bir yere evirilmesi veya eleştirileri boşa çıkarması için işgalci öğrencilerin bazı meseleleri sorgulaması gerek. Bu sebeple işgalin olumlu bir sonuçla nihayetlenmesini isteyenler olarak ben de birkaç eleştiride bulunmak gerekiyor.

Örgütsel form: İşgali gerçekleştirenler grup, üniversitedeki çeşitli öğrenci kulüplerinde çalışma yürüten öğrenciler ve bağımsız öğrencilerden oluşuyor.  Öğrenci kulübü örgütlenmesi önceleri çeşitli sol örgütlerin örgütlenme araçlarından birisiydi. Ancak öğrenci kulüpleri zaman içerisinde örgütlerden bağımsız bir mecra olmaya başladılar. Bu kulüpler üniversitelerde alternatif kültür sanat çalışmaları yapmakla beraber, politik meselelerde de inisiyatif alıyorlar. Öğrenci kulüplerinde çalışma yürüten öğrenciler, örgütlere katılmayı pek tercih etmiyor ve öğrencilerin siyasetle pratik ilişkisi genellikle öğrencilik yılları ile sınırlı kalıyor.  Kulüp üyeliğine esas olan öğrencilik sona erince, bu öğrencilerde mücadelenin dışında kalıyorlar ve giderek apolitikleşiyorlar. Buradan öğrencilerin kendilerini yeniden örgütleyeceği bir form çıkması elzemdir bu en azından bir öğrenci meclisi olarak tezahür edebilir.  

Politik eylemden, hobici aktivizme; Sıtarbaks işgali, eylemin saiklerinin meşruluğu, taleplerin haklılığı ile kapsama alanını arttırıyor ve geniş bir kesim tarafından eylemin sahiplenilmesini beraberinde getiriyor. İlginin ve genişlemenin eylemin süresi kadar olacağı, eylemin başarıyla/başarısızlıkla nihayete ermesinden sonra, oluşan yoğunluğun ortadan kalkması halinde, eylem sadece herkesin hasretle yâd edeceği bir anı olabilir. Örgütsel bir formdan uzak, Şiddet içermeyen bu şenlikli muhalefet; “Mücadele etmek üzere kolay ve hafif yordamlar ararken politik içerikleri hiç önemsenmeyen ‘sosyal faaliyete’ indirgeyen bir hobici aktivizm tarzının ortaya çıkmasını doğal kılar” (Tanıl Bora/Sol, Sinizim ve Pragmatizm) önermesini haklı çıkarabilir. Normal hayatını çok fazla bozmak istemeyen, militanlıktan uzak orta sınıf muhalefetin, performans ile eylemi bir arada götürmeye çalıştığı bu politika üretme biçimi hüsranla sonuçlanabilir.

Karşı hamlelere tavırsızlık; İşgal eylemine karşı Starbaks’ın çok taktik hamleler yapıyor. İlk gün pek olumsuz bir tavır takınan Starbaks, sonrasında durumun öğrencilerle rektörlük arasında bir durum olduğunu ve alınacak karara uyacağını belirtti. Ardından ürünleri ücretsiz dağıtmaya başladı. Şimdis ise yine ücretli satışa geçti ve 07.00-22.00 olan çalışma saatlerini değiştirerek 24 saat hizmet vermeye başladı. Starbaks işgali kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışırken, rektörlük “Üniversiteye polis sokmayan” demokrat rolünü oynarken öğrencilerin tutumunda bir değişiklik olmuyor. Starbaks işgalicileri, muhatapları tarafından ciddiye alınmama tehlikesi ile karşı karşıyadır. Starbaks, yeni açmakta olduğu bir şubesinin üç ay kapalı kalmasını umursamayacak kadar büyük sermayesine, Rektörlük ise yoğun eğitim programı ve sınavlar karşısında öğrencilerin işgalden yılgınlıkla çıkmasını beklemektedir. 
  

Starbaks işgalcilerinin bir an önce Starbasks’ın ve rektörlüğün karşı hamlelerini boşa çıkaracak bir yol bulması, işgal eylemini olumlu sonuçlanacak bir noktaya ilerletmeli, üniversitede bir örgütlenme formunu yaratmalıdır. Boğaziçi Üniversitesi’nin bu momentumu kaçırma lüksü yoktur. Başarmaları halinde mücadele yaygınlaşabilir, direnişi diğer üniversitelere aktaracak bir deneyim çıkabilir. 

Ulusalcılıktan ve AKP’nin hegemonya alanı altında siyaset üreten liberallerden uzak bir zemindeki işgalci öğrencilerin gerçekleştirdiği bu eylemin başarısı, öğrenci hareketine yeni bir ivme kazandıracak,  öğrenci hareketindeki dinamik/devrimci kolektif öznenin kendini yeniden kurmasının köşe taşlarından birisi olacaktır.

Memleketteki tüm olumsuz havaya rağmen özel mülkiyete ait bir alanı işlevsizleştirecek bir eylemi bize armağan eden işgalcileri bir yandan eleştirirken, diğer yandan; aceleci davranmadan, çok büyük sorumluluklar altında bırakmadan selamlamak, yolları açık olsun demeyi unutmamak gerek. Belkide bizim alıştığımız örgütsel formlar ve pratikler bu deneyimler sonucunda değişecek. Olanları yakından izlemek ve zorlu da olsa yeni tartışmalara açık olmak gerek; “Bilime giden düz bir yol bulunmuyor ve yalnızca onun dik patikalarını çıkmaktan çekinmeyenler, aydınlık doruklarına ulaşma şansına sahiptir” (Karl Marx /Kapital)  


Ahmet Saymadi / 14 Aralık 2011 Çarşamba

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder